Geçenlerde Casablanca filmini izledim. Gerçekten hayatımın bunca zamanında nasıl zaman ayırıp izlememişim diyebileceğim güzel bir filmdi. Özellikle 1942 yılında yapılmış olup da o kadar güzel bir sinamaskop ile verilmiş olmasına dikkat çekiyorum. Demekki sinema o yıllarda bizdekinin aksine çok gelişmiş.
Film 1941 yılı Kuzey Afrikasında geçiyor ve herkesin bildiğinin aksine çok sıradışı bir konusu var. H.Bogart (Rick) ve I.Bergman (Elsa) arasındaki imkansız aşk, modern filmlerde çok karşılaşılmayacak zariflikte işlenmiş. Gerçi benim favorim filmin son sahnesiydi. Rick ve Elsa Fransada tutkulu bir aşk yşarlar. Bu sırada Paris işgal edilir ve Rick, geçmişte yaptıklarından dolayı Nazilerden kaçmak zorundadır. Sevgililler sözleşip tren bileti alırlar. Ancak Elsa garda bekleyen trene gelmez. Bunun yerine bir mektup gönderir Rick'e. Rick Casablancaya yerleşir ve bir kulüp işletmeye başlar orda. Ve yıllar sonra kaderin cilvesi, Victor Lazlo adında bir adamın Casablancaya geleceği duylur. Bu adam Naziler tarafından çok önemli biridir ve yeni dünyaya geçişte önemli bir yer olan Casablancadan ayrılmamalıdır. Asıl şoku Lazlonun yanındaki kadınla yaşar Rick. Çünkü Elsa'sı Lazlo ile birliktedir. ve çok sonra öğreneceği gibi Lazlonun karısıdır.
Dediğim gibi son sahnede Rick kalbinin sesini dinlemez ve Lazlo ile Elsayı Amerikaya uçuracak geçiş izinlerini onlara verir. Ve havaalanında film biter.
Çok güzeldi.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder